31.12.2015

2015 Mevlit Kandili Mesajı

Saygıdeğer Kırıkkaleli Hemşehrilerim;

2 Ocak 2015 Cuma günü mübarek Mevlit Kandilidir. Mevlid “doğum”, kandil ise “aydınlık” demektir. Mevlid Kandili Sevgili Peygamberimizin doğumu ile dünyayı aydınlatması anlamına gelmektedir. Zira, Yüce Rabbimiz Sevgili Peygamberimizi bütün âlemlere “rahmet olarak” (enbiya suresi, ayet 107) göndermiştir. 

Malum olduğu üzere sevgili Peygamberimiz Miladi 571 yılında Rebiülevvel ayının 12. Gecesi Mekke’de dünyayı şereflendirmiştir. Efendimizin doğumu, öteden beri müminin gönüllerinde mutluluk, yüzlerde sevinç ve lisanda ise; 

“Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır.

Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.

Bu gelen aşkına devreyler felek

Yüzüne müştak durur ins ü melek.”

Dizeleriyle tezahür etmiştir. Bundan dolayı, Sevgili Peygamberimizin doğumu asırlardan beri milletimiz ve bütün Müslümanlar tarafından Mevlid Kandili olarak kutlanmaktadır. 

Kıymetli Hemşehrilerim; 
Sevgili Peygamberimiz; İnsanlığın yaratılış gayesini unuttuğu, insani erdemlerden uzaklaştığı, cehalet ve zulmün karanlığının ortalığı kapladığı bir dönemde Mekke ufkundan kainata bir güneş olup doğmuştu. Yüce Rabbimiz Peygamber Efendimizi “Bir müjdeci, bir şahit, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil” (Ahzab Suresi,ayet45-46) olarak göndermişti. 

O, bir melek olmadığı gibi, sıradan bir beşer de değildi. Yüce Mevla’dan vahyi alan, insanlara anlatıp öğretmiştir. O; “Ey örtüsüne bürünen kalk ve anlat.”(Müddessir Suresi, ayet 1-2) emrine muhatap olmuş, bu kudsi görevi yerine getirebilmek için gecesini gündüzüne katmıştır. Sevgili Peygamberimiz, bu çileli yolda kınanma, hakaret, itham, boykot ve hicret gibi nice güçlüklere karşı büyük bir sabır göstermiştir. Tıpkı Nebi kardeşleri Yunus, Hud, Salih, İbrahim ve diğerleri gibi. 

Kıymetli Hemşehrilerim;

Abdullah’ın yetimi, Amine’nin emaneti, İbrahim(a.s.)’ın duası ve müminlerin gözbebeği olan Sevgili Peygamberimiz, Rabbimizin insanlığa en büyük ikramıdır. Bu hakikat; Ali İmran Suresi, 164 ayetinde şöyle duyurulmuştur. “Andolsun Allah müminlere, kendi içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur...” 

Peygamber Efendimiz cehlin yerine bilgi ve hikmeti, zulmün yerine hak ve adaleti getirmiştir. “Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben rahmet peygamberiyim” (Müslim, Kitabul Fedail 126) buyuran Kutlu Nebi (s.a.s.); nefret ve kinle paslanan yürekleri, körelmiş vicdanları muhabbet ve merhametle yeniden inşa ve ihya etmiştir. 

Kur’an’ın ifadesiyle O, “bizim içimizden bize gelmiş” (Tevbe Suresi, ayet 128) bir elçidir. ‘İçimizden biri’ olması, O’nun örnekliğinin ve örnek alınmasının da bir gereğidir. Böylece, O’nun gibi bir kul, O’nun gibi bir evlat, O’nun gibi bir eş, O’nun gibi bir baba, O’nun gibi bir arkadaş, O’nun gibi bir komşu, O’nun gibi bir yönetici olmanın imkânı bizlere sunulmuştur. 

Değerli Hemşehrilerim;

Yüce Kitabımız, Allah’ı sevmenin ve sevgisine erişmenin Resulümüze uymakla mümkün olacağını beyan etmiştir. (Ali İmran Suresi, ayet 31) Asr-ı Saadetten bugüne kadar bütün müminler bu ilahi çağrıya uyarak, gönüllerini Peygamber Efendimizin muhabbetine adamışlardır. İsimlerine, düşünce ve davranışlarına, şiir, musiki ve sanat eserlerine kısaca tüm hayatlarına bu sevgiyi nakşetmişlerdir. Peygamber Efendimizin adını andıkları ya da işittiklerinde salavat getirmeyi ona saygının bir gereği kabul etmişlerdir. 

Peygamber aşıkı Süleyman Çelebi yazdığı Mevlid kitabının Veladet bahri; 
“Doğdu ol saatte ol Sultan-ı din 
Nura gark oldu semavat u zemin” kısmı okunurken milletimiz oturmayı edebe aykırı görmüş, sanki Resulullah’ın manevi şahsiyetleri meclisi teşrif edercesine O’nun doğum gelişini, ayakta karşılamışlar ve karşılamaktayız. 

Saygıdeğer Hemşehrilerim;
Peygamber Efendimize sevgimiz O’nu çok iyi anlamak, getirdiği mesajı benimsemek ve hayatımıza aktarmakla tezahür etmelidir. O’nun bizzat Rabbimiz tarafından meth u sena edilen ahlakını örnek alabildiğimiz, merhamet, şefkat, adalet, hoşgörü ve daha nice güzel vasıflarını ilke edinebildiğimiz, kısacası bizler de O’nun gibi canlı birer Kur’an haline gelebildiğimizde Resulümüze sevgi ve bağlılığımızı göstermiş olacağız. 

Saygıdeğer Hemşehrilerim;
O’na olan sevgimizin birer ifadesi olarak Peygamberimizin doğum gününün sene-i devriyesinde (Mevlid Kandilinde) özel programlar yapılmaktadır. Özellikle camilerde mevlid programları tertip edilmektedir. O’na topluca salat ve selam getirilmekte, medh-ü senalar yapılmakta, Kur’an’lar okunmakta, dualar yapılmakta ve şefaati dilenmektedir. 

Mevlid Kandili dolayısıyla İlimiz Müftülüğü tarafından da İhsaniye Camii, Nur Camii, Çarşı Camii, Nokta Camii, Gürler Camii başta olmak üzere bütün Akşam ile Yatsı namazları arası İl Müftüsü, Müftü Yardımcıları ve Vaizler tarafından, diğer camilerde ise cami görevlileri veya merkezi vaaz sisteminden vaaz yapılacaktır. Özel mevlid programları icra edilecektir. Yatsı namazından sonra da isteyen vatandaşlarımız için iki saat süre ile Nokta, İhsaniye, Çarşı, Gürler Camileri açık bulundurulacaktır. İsteyen vatandaşlarımızın huzur içerisinde ibadet etmeleri sağlanacaktır. 

Ayrıca İl Kültür Merkezinden 2 Ocak Cuma günü saat 13.00’de kadınlara yönelik özel mevlit programı icra edilecektir. Bütün kadınlar davetlidir.


“Ey velâdeti yeryüzünün baharı, insanlığın bayramı olan, gönüller sultanı, canda canan Yüce Resul! Sizi tanımış ve size iman etmiş olmaktan dolayı biz, erişilebilecek en büyük nimete ermenin idrakiyle Rabbimize sonsuz hamd ve sena ediyoruz. Ruhu tayyibenize gönül dolusu salat ve selam olsun. Allahümme salli alâ seyyidina Muhammed..” 

Bu duygularla bütün Kırıkkale’li hemşehrilerimizin ve tüm Müslümanların Mevlid Kandilini tebrik ediyorum. Mevlid Kandili dolayısıyla eş ve çocuklarımızla birlikte camilere koşarak, kandil programlarına katılmaya davet ediyorum. Hep birlikte O’na olan sevgimizi bir defa daha teyid edelim, O’nu anlamaya ve O’na uymaya çalışalım. Yüce Mevlamız, gönlümüzden Efendimizin sevgisini hiç eksik etmesin. 


Bekir GEREK
İl Müftüsü