Saygıdeğer Kırıkkaleli Hemşehrilerim;
22 Aralık 2015 Salı günü mübarek Mevlit Kandilidir. Mevlid “doğum”,
kandil ise “aydınlık” demektir. Mevlid Kandili Sevgili Peygamberimizin doğumu
ile dünyayı aydınlatması anlamına gelmektedir. Zira, Yüce Rabbimiz Sevgili
Peygamberimizi bütün âlemlere “rahmet olarak” (enbiya suresi, ayet 107)
göndermiştir.
Malum olduğu üzere sevgili Peygamberimiz Miladi 571
yılında Rebiülevvel ayının 12. Gecesi Mekke’de dünyayı şereflendirmiştir.
Efendimizin doğumu, öteden beri müminin gönüllerinde mutluluk, yüzlerde sevinç
ve lisanda ise;
“Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır.
Bu
gelen tevhid-i irfan kânıdır.
Bu
gelen aşkına devreyler felek
Yüzüne
müştak durur ins ü melek.”
Dizeleriyle
tezahür etmiştir. Bundan dolayı, Sevgili Peygamberimizin doğumu asırlardan beri
milletimiz ve bütün Müslümanlar tarafından Mevlid Kandili olarak
kutlanmaktadır.
Kıymetli Hemşehrilerim; Sevgili
Peygamberimiz; İnsanlığın yaratılış gayesini unuttuğu, insani erdemlerden
uzaklaştığı, cehalet ve zulmün karanlığının ortalığı kapladığı bir dönemde Mekke
ufkundan kainata bir güneş olup doğmuştu. Yüce Rabbimiz Peygamber Efendimizi
“Bir müjdeci, bir şahit, bir uyarıcı, Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir
davetçi ve aydınlatıcı bir kandil” (Ahzab Suresi,ayet45-46) olarak
göndermişti.
O, bir melek olmadığı gibi, sıradan bir beşer de değildi.
Yüce Mevla’dan vahyi alan, insanlara anlatıp öğretmiştir. O; “Ey örtüsüne
bürünen kalk ve anlat.”(Müddessir Suresi, ayet 1-2) emrine muhatap olmuş, bu
kudsi görevi yerine getirebilmek için gecesini gündüzüne katmıştır. Sevgili
Peygamberimiz, bu çileli yolda kınanma, hakaret, itham, boykot ve hicret gibi
nice güçlüklere karşı büyük bir sabır göstermiştir. Tıpkı Nebi kardeşleri Yunus,
Hud, Salih, İbrahim ve diğerleri gibi.
Kıymetli
Hemşehrilerim;
Abdullah’ın
yetimi, Amine’nin emaneti, İbrahim(a.s.)’ın duası ve müminlerin gözbebeği olan
Sevgili Peygamberimiz, Rabbimizin insanlığa en büyük ikramıdır. Bu hakikat; Ali
İmran Suresi, 164 ayetinde şöyle duyurulmuştur. “Andolsun Allah müminlere, kendi
içlerinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitap
ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta
bulunmuştur...”
Peygamber Efendimiz cehlin yerine bilgi ve hikmeti,
zulmün yerine hak ve adaleti getirmiştir. “Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben
rahmet peygamberiyim” (Müslim, Kitabul Fedail 126) buyuran Kutlu Nebi (s.a.s.);
nefret ve kinle paslanan yürekleri, körelmiş vicdanları muhabbet ve merhametle
yeniden inşa ve ihya etmiştir.
Kur’an’ın ifadesiyle O, “bizim içimizden
bize gelmiş” (Tevbe Suresi, ayet 128) bir elçidir. ‘İçimizden biri’ olması,
O’nun örnekliğinin ve örnek alınmasının da bir gereğidir. Böylece, O’nun gibi
bir kul, O’nun gibi bir evlat, O’nun gibi bir eş, O’nun gibi bir baba, O’nun
gibi bir arkadaş, O’nun gibi bir komşu, O’nun gibi bir yönetici olmanın imkânı
bizlere sunulmuştur.
Değerli Hemşehrilerim;
Yüce Kitabımız, Allah’ı sevmenin ve sevgisine erişmenin Resulümüze
uymakla mümkün olacağını beyan etmiştir. (Ali İmran Suresi, ayet 31) Asr-ı
Saadetten bugüne kadar bütün müminler bu ilahi çağrıya uyarak, gönüllerini
Peygamber Efendimizin muhabbetine adamışlardır. İsimlerine, düşünce ve
davranışlarına, şiir, musiki ve sanat eserlerine kısaca tüm hayatlarına bu
sevgiyi nakşetmişlerdir. Peygamber Efendimizin adını andıkları ya da
işittiklerinde salavat getirmeyi ona saygının bir gereği kabul
etmişlerdir.
Peygamber aşıkı Süleyman Çelebi yazdığı Mevlid kitabının
Veladet bahri; “Doğdu ol saatte ol Sultan-ı din Nura gark oldu semavat u
zemin” kısmı okunurken milletimiz oturmayı edebe aykırı görmüş, sanki
Resulullah’ın manevi şahsiyetleri meclisi teşrif edercesine O’nun doğum
gelişini, ayakta karşılamışlar ve karşılamaktayız.
Saygıdeğer Hemşehrilerim; Peygamber Efendimize sevgimiz
O’nu çok iyi anlamak, getirdiği mesajı benimsemek ve hayatımıza aktarmakla
tezahür etmelidir. O’nun bizzat Rabbimiz tarafından meth u sena edilen ahlakını
örnek alabildiğimiz, merhamet, şefkat, adalet, hoşgörü ve daha nice güzel
vasıflarını ilke edinebildiğimiz, kısacası bizler de O’nun gibi canlı birer
Kur’an haline gelebildiğimizde Resulümüze sevgi ve bağlılığımızı göstermiş
olacağız.
Saygıdeğer
Hemşehrilerim; O’na olan sevgimizin birer ifadesi olarak Peygamberimizin
doğum gününün sene-i devriyesinde (Mevlid Kandilinde) özel programlar
yapılmaktadır. Özellikle camilerde mevlid programları tertip edilmektedir. O’na
topluca salat ve selam getirilmekte, medh-ü senalar yapılmakta, Kur’an’lar
okunmakta, dualar yapılmakta ve şefaati dilenmektedir.
Mevlid Kandili
dolayısıyla İlimiz Müftülüğü tarafından Nur Cami, Nokta Camii, Gürler Camii
başta olmak üzere bütün camilerde Yatsı namazından önce İl Müftüsü, Müftü Yardımcıları ve Vaizler
tarafından, diğer camilerde ise cami görevlileri veya merkezi vaaz sisteminden
vaaz yapılacaktır. Yatsı namazından sonra özel mevlid programları icra
edilecektir. Yatsı namazından sonra da isteyen vatandaşlarımızın ibadet etmeleri
için iki saat süre ile Nur Cami ve Nokta
Camileri açık bulundurulacaktır. İsteyen vatandaşlarımızın huzur içerisinde
ibadet etmeleri sağlanacaktır.
Ayrıca
Nur cami Konferans Salonunda 22 Aralık 2015 Salı günü saat 13.00’de kadınlara
yönelik özel mevlit programı icra edilecektir. Bütün kadınlar
davetlidir.
“Ey
velâdeti yeryüzünün baharı, insanlığın bayramı olan, gönüller sultanı, canda
canan Yüce Resul! Sizi tanımış ve size iman etmiş olmaktan dolayı biz,
erişilebilecek en büyük nimete ermenin idrakiyle Rabbimize sonsuz hamd ve sena
ediyoruz. Ruhu tayyibenize gönül dolusu salat ve selam olsun. Allahümme salli
alâ seyyidina Muhammed..”
Bu duygularla bütün Kırıkkale’li
hemşehrilerimizin ve tüm Müslümanların Mevlid Kandilini tebrik ediyorum. Mevlid
Kandili dolayısıyla eş ve çocuklarımızla birlikte camilere koşarak, kandil
programlarına katılmaya davet ediyorum. Hep birlikte O’na olan sevgimizi bir
defa daha teyid edelim, O’nu anlamaya ve O’na uymaya çalışalım. Yüce Mevlamız,
gönlümüzden Efendimizin sevgisini hiç eksik etmesin.
Bekir
GEREK İl Müftüsü
|